Chapter 7: Bölüm 7: Hayatta Kalma ve Uyum
Bölüm 7: Hayatta Kalma ve Uyum
Fujimaru ve Fushi, bir önceki savaşın yorgunluğuyla bir sonraki katmana ulaştıklarında, artık aksiyon dolu anlardan çok, hayatta kalmaya odaklanmaları gerektiğini fark ettiler. Savaşmak önemliydi ama burada uzun süre kalacaklarsa, yemek, barınak ve temel ihtiyaçlarını karşılamayı öğrenmek zorundaydılar.
İlk iş olarak, konaklayacak güvenli bir alan bulmaları gerekiyordu. Ormanda ilerlerken, yoğun ağaçların arasına gizlenmiş, terk edilmiş bir avcı kulübesine rastladılar. Kulübe, dışarıdan bakıldığında harap haldeydi ama içerisi hala kullanılabilir görünüyordu.
Fujimaru kapıyı hafifçe itti. Gıcırtıyla açılan kapının ardından içeride tozlu ama sağlam eşyalar belirdi. "Sanırım burası bir süreliğine işimizi görebilir."
Fushi içeri girerken tedirgin görünüyordu. "Ya burası birine aitse?"
Fujimaru omuz silkerek bir köşeye çömeldi. "O zaman borçlu oluruz, başka şansımız yok."
Kulübenin içindeki malzemeleri kontrol ettiklerinde, eski mutfak eşyaları, birkaç çürümüş battaniye ve bozulmuş erzaklar dışında pek bir şey bulamadılar. Ancak en azından kulübe onları rüzgardan ve vahşi hayvanlardan koruyacaktı.
Bir süre dinlendikten sonra yemek bulmaları gerektiğine karar verdiler. Fujimaru avlanma işini üstlenirken, Fushi ise yenilebilir bitkiler aramaya başladı. Ancak Fujimaru'nun avcılık becerileri konusunda çok da iyi olmadığı kısa sürede anlaşıldı.
İlk olarak bir tavşanı yakalamaya çalıştı ama kollarını fazla hızlı uzattığı için tavşan onu fark edip kaçtı. Daha sonra bir kuş sürüsünü yakalamak için atıldı ama yanlışlıkla bir çamura saplandı. Fushi, onun bu hallere düşmesini izlerken kahkahasını zor tuttu.
"Fujimaru, sanırım doğuştan bir avcı değilsin."
Fujimaru çamurun içinden çıkmaya çalışırken homurdandı. "O kadar da zor olmamalıydı… Ama hayvanlar fazla hızlı!"
Fushi küçük bir sepet dolusu bitkiyle geri döndü ve Fujimaru'ya gösterdi. "Bunları buldum. Çoğu yenilebilir, ama bir kısmı hafif acı olabilir."
Fujimaru sepetten bir yaprak aldı, çiğnedi ve yüzünü buruşturdu. "Lanet olsun, bu gerçekten acı!"
Fushi başını eğerek güldü. "Ama en azından besleyici."
Akşam olduğunda, av bulamayan Fujimaru ve Fushi, topladıkları bitkileri kaynatarak bir çorba yapmaya çalıştılar. Ancak Fujimaru'nun yemek yapma yeteneği hala çok kötüydü. İlk denemesinde çorba aşırı koyu oldu, ikinci denemede ise suya fazla tuz attı.
Fushi kaşığını çorbaya daldırıp bir yudum aldıktan sonra gözlerini kocaman açtı. "Bu… korkunç!"
Fujimaru çorbasına baktı. "Evet, sanırım yemek yapmayı da öğrenmeliyim."
Gece çöktüğünde, kulübede küçük bir ateş yakıp oturdular. Yorucu bir gündü ama en azından hayatta kalmayı başarmışlardı.
Fushi ateşe dalgınca bakarken mırıldandı. "Biliyor musun, burada olmaktan şikayet etmiyorum. Eskiden hep yalnızdım ama artık bir arkadaşım var."
Fujimaru ona gülümsedi. "Ben de aynı şeyi hissediyorum."
Böylece, yolculuklarının aksiyon dolu anlarının arasına, dostluk, hayatta kalma ve küçük mutluluklarla dolu anlar da eklenmiş oldu. Bu katmanda geçirecekleri birkaç gün boyunca, sadece savaşmayı değil, birlikte yaşamayı ve hayatta kalmayı da öğreneceklerdi…